Eflatun Cem Güney kitabından ‘Yalan Tanıyan Pabuçlar’
Kitaptan anekdot vererek hayal gücünü nasıl arttırdığını anlamaya çalışalım.
Kitap: Yalan Tanıyan PabuçlarBu masalda, yalan söylediğinde sahibini ele veren sihirli pabuçların hikayesi anlatılır. Bir köyde yaşayan yoksul bir genç, sihirli bir çift pabuç bulur. Bu pabuçlar, sahibi yalan söylediğinde kendi kendine konuşmaya başlar ve gerçeği ifşa eder. Masal, hem mizahi hem de ahlaki bir mesaj taşırken, sihirli nesneler ve beklenmedik olaylarla çocukların hayal gücünü ateşler. Anekdot Örneği (Masaldan Uyarlanmış Kısa Bir Bölüm):
Genç bir çoban olan Ali, pazarda bulduğu parlak kırmızı pabuçları giyer. Bir gün köyün ağasına, “Ben gökyüzünde uçan bir ejderha gördüm!” diye yalan söyler. Pabuçlar hemen ciyak ciyak bağırmaya başlar: “Yalan, yalan! Ali’nin ejderhası yok, sadece hayalinde uçuyor!” Köylüler gülüşür, Ali utanır ama sonra pabuçların büyüsüyle kendi hayal dünyasını keşfetmeye başlar. Ali, pabuçların yardımıyla köyün çocuklarına masallar anlatır ve her masalda gökyüzünden sihirli dağlara, konuşan hayvanlardan gizli hazinelere uzanan bir dünya kurar.
Metindeki anekdotu okuyan çocuklarda kendilerine bir pabuç bulup onu metindeki gibi konuşturarak hayal gücünü geliştirirler.
Dedem Korkut kitabından Masallar
Kitaptan anekdot vererek hayal gücünü nasıl arttırdığını anlamaya çalışalım.
Bu masalda ,sihirli bir sofra bezi genç bir çobanın eline geçer. Bu bez, “Açıl sofram açıl!” denildiğinde üzerinde türlü yiyecekler beliren büyülü bir nesnedir. Ancak bu sihirli bez, çobanın maceralarında hem nimet hem de bela olur, çünkü açgözlü bir tüccar bezi çalmaya çalışır. Masal, cesaret, dürüstlük ve hayal gücünün sınırsızlığını işler.Anekdot Örneği (Masaldan Uyarlanmış Kısa Bir Bölüm):
Çoban Hasan, bir gece ormanda kaybolur ve karnı acıkır. Elindeki eski püskü bezi yere serer ve “Açıl sofram açıl!” diye seslenir. Bir anda bezin üzerinde mis kokulu pilavlar, bal tatlısı lokmalar ve buz gibi ayran belirir. Hasan şaşkınlık içinde sofraya oturur, ama birden bir ceylan belirir ve konuşur: “Bu sofrayı hak etmek için bir bilmece çözmelisin!” Hasan, bilmecenin cevabını hayal ederek bulur: “En büyük hazine, kalbinin içindeki umuttur.” Sofranın sihri artar ve Hasan, bezi kullanarak köyüne döndüğünde çocuklara masallar anlatır, her birinde uçan halılar, konuşan ağaçlar ve gökyüzünde dans eden yıldızlar canlanır.
Dedem Korkut masalının bu kısmını okuyan çocuk eşyaları zihninde canlandıracağından hayal gelişimini doğal olarak arttıracak.